4 Nisan 2010 Pazar

Elif'in odası ve maskeli adam...

Bugün azmettim, Elif'in biriken resimlerini eriteceğim. Bunlar bir yığın halinde kaldıkça, hatta öyle kalamayıp çoğaldıkça beni dürtüklüyorlar. Hazır bugün oturmuşken bu iki eski resmi de yayınlayayım da, üzerimdeki yük hafiflesin. Ben de yeni yeni çalışmaları öykülerini unutmadan tadıyla, kokusuyla yazayım.

Muhteşem bir havanın tüm tadını çıkardım bugün, bahçede saksıları değiştirip burnum kıpkırmızı yanana kadar çalıştım. Hiç Paskalya yumurtası bulamadım gerçi ama baharın keyifli huzuruna vardım ve de birkaç yazıyı ardı ardına yazdım. Blog mantığına pek bir ters gerçi ama, olsun, zaten fazlasıyla düz yaşıyoruz günlük hayatta, bu da ters oluversin. (Bütün bu girizgahı, birkaç yazı geri gidip okuyun diye yazıyorum takipçiler, atlamayın, bir öncekinden sonraki yazı sanmayın diye.)

Gelelim yarı sahi, yarı uyduruk oda resmine. Soldaki Elif'in yatağı, kendini içinde yatarken çizmiş, ancak yorganı da Barbie'li resmetmiş. Ya da Bloom'lu, işte herhangisiyse. Burası birbölübir böyle, yatağının sütunlarını bile çizmiş gördüğünüz üzere. Sağda da Elif masasında ders çalışıyormuş, işte burası hayali. Tavandan sarkan perdelerin arasındakiler de bebekler, balonlar, oyuncaklar ve de mandolinmiş. Bunlar da hayali. Mandolin de "Karganın Rengi" kitabındaki kitabındaki "Elif'in mandolini" öyküsünden ötürü. Arslan ağabeyi o öyküyü işaretleyip gönderdiği için kitabı, oradaki Elif olarak kendisini yazdığını düşünmekte bizimki. O yüzden de odasına mandolin asmış demek ki.

Öteki ipirisapsız karakter ise maskeli ve pelerinli bir adammış. Tarifi aynen böyle yaptı resmi bana uzatırken. "Bu kimdir, yoksa spiderman mi?" dediğimde "hayır, tabii ki değil, hiç spiderman'e benziyor mu bu resim" dedi ters ters, ama neyin nesi onu da söylemedi. Bana göre hepsi birbirine benziyor işte: biri örümcek, biri süper, diğeri yarasa olsa da hepsi pelerinli, maskeli uçan adamlar...
Son birşey daha kaldı söyleyeceğim. Şu sevimsiz yaratığın resminin altındaki imzaya dikkatli bakın. Farklı kalemle imzalamış. Ve imza ters. Önce kağıdı ters çevirip adını yazmış sandım ama bakınca anladım ki öyle değil. Nereden esmişlerse gerçekten tersten yazmış ama noktası gibi kullandığı kalp düz. :)
Bugün yazdığım diğerlerine de bakmayı unutmayın ey sevgili takipçiler. Biliyorsunuz, hepiniz seviliyorsunuz :)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder