6 Haziran 2010 Pazar

Nasıl Geçiyor Zaman...




İnanılmaz bir hızla geçiyor hem de... En son 20 Mayıs'ta yazmışım. Eh Outllook semineri öyle bir aldı ki bizi bizden, koptuk sanki zamandan. Olan Elif'e oldu, teyzoşun yokluğuna alışık da, annesi de akşamları ve haftasonu yok oldu uzuuuun zaman. Neyse yaşam eski döngüsüne döndü ama biz başkalaştık epeyce yine... Yine, çünkü arayışın sonu gelmez biz iki kardeşte :)






Zaman geçiyor, Elif'in ablasının 17. doğumgünü geliyor. Teyzoşunun -pardon tedesinin- onu kucağına aldığı günün hazzı ancak 11 yıl sonra Elif geldiğinde bir daha yaşandı... Farklı ama yine depderin... Bu resmi Elif ablasına çizmiş, onlarca gün sonra ilk kez yediğimiz akşam yemeğinden kalkarken noktakom'a yazacağımı duyunca koşa koşa getirdi bu resmi ve "ablamın doğumgününe yetişir mi, bunu da koysan" dedi... "Ohoooooo, hem de nasıl yetişir," dedim. Bu aralar birilerine yazdırıp, baka baka yazıyor. Bu resme de kutlamalar yazmış. Bu hafta abloşkosuna bol bol çizer artık, bu olsa olsa başlangıçtır.

Abloşkosu bu aralar leylek leylek havada şeklinde gezmekte, Fethiye'de 19 Mayıs tatilinden sonra okul faaliyetleri kapsamında Finlandiya'ya gitti. Şimdi de sırada felsefe kampı var. Biz de Elif'le teyze yeğen günübirlik Anıtkabir ziyareti planlıyoruz, bakalım ne zaman.

Alttaki küçük desen de az önce bana çizip "teyzoş bu sana peçete" diye yemekte verdiği kağıt parçası...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder